27 Şubat 2012 Pazartesi


 Merhaba arkadaşlar bugün nasılsınız? İsteseniz kaldığımız yerden devam edelim, Dün sohbetimizi vicdana bağlamıştık değimli?

        Anne ve babanın en büyük hayali nedir? Tabi ki de evlatlarının mürüvetini görmek, torunlarını sevmek değimli? Evet hayalin en güzeli bu ama çocuklarını evlendirdikten sonra yapılan yanlışlar en başta ailelerden kaynaklanıyor.

          Önceden gençler evlendiğinde aileleri; kız babasının evinden çıkarken annesi babası şöyle dermiş “bak kızım artık senin evin orası ve orda yaşlanacak ve orda öleceksin” bu ne demek arkadaşlar belki şimdiki gençlere yanlış gelebilir ama ben doğrusunun bu olduğuna inanıyorum… Şimdiki nesil evlenirken  gittiği evi benimsemiyor kendini orda misafir olarak görüyor birde ailelerin “aman kızım ezdirme kendini çık gel biz senin arkandayız” demesi ipleri koparıyor. Tamam ben bu söze katılmıyor değilim katılıyorum ama kısmen… Mesela benimde iki tane kız kardeşim var ve ikisini de kendi ellerimle gelin ettim ve kapıdan çıkarken dediğim laf şuydu “bak bacım biz senin sonuna kadar arkandayız haberin olsun ama şu şartlarda : kocan alkol alıp eve geç gelir mi? Seni her gece döver mi? Başka kadınlara gider mi?” O zaman çık gel ben sana ölene kadar bakarım. Demek istediğim önceden evlenenler yuva kurmaya çalışırmış şimdiki nesilde nasıl ayrılırım derdinde…



YARIN GÖRÜŞMEK ÜZERE



          Benim fikrimi soracaksanız…. Belki kimileri  tarafından yanlış algılanır belki kimine ters gelebilir beklide benim dediğimi haklı bulanlar olacaktır. Bana göre bütün suç ailelerde, kız çocuğu olsun erkek çocuğu olsun bence gözümüzü üzerinden ayırmamalıyız çocuklarımızın. Günümüzde özellikle çocuğu çok iyi yetiştirmek gerekir. Yetiştirmek deyince yanlış anlaşılma olmasın bir çocuğu en iyi okullarda okutmak cebinden parayı eksik etmemek değildir yetiştirmek, çocuğa en başta vicdan aşılamaktır… Evet yanlış duymadınız vicdan, isterseniz vicdan üzerine başımdan geçmiş küçücük bir hikaye anlatayım sonra sohbetimize kaldığımız yerden devam edelim…

          24 yaşındaydım ve kahve hayatım vardı ayrıca sigaranın kralını ben içerdim. Bir sabah kahvaltımı yaptım ve arkadaşlarımla buluşmaya gidiyorum. Bu arada işsiz bir adamım ve babamdan o yaşta harçlık isteyemiyorum babamda bunun farkında tabi. Babam deyince oda esnaf emeklisi ve 500lira maaşı var. Tam evden çıkıyordum ki babam… oğlum diye seslendi, döndüm baktım elinde bi on lira var onu bana uzatıyo “al oğlum parasız çarşıya çıkılmaz” diye. İşin aslına bakarsanız bende para yoktu ve sigaramda bitmişti babamın cebine baktım ve sadece on lira vardı L… o parayıda bana uzattığını görünce üzüldüm tabi ama almam da diyemedim çünki param yoktu. Neyse ben parayı aldım babamdan ve arkadaşların yanına gittim. Kahvede oturuyorlardı bende varınca kareyi tamamlamış olduk. Neyse sadede geleyim, okey oynuyoruz ve durumda kötü, yeniliyorum…. Oyun bitti ve hesap bende kaldı, kasaya yaklaştım “hesap ne kadar abi” ne tesadüftür ki hesap tam 10 lira…. Evet belki bazılarına göre çok küçük bi meblağadır ama o an benim servetimdi 10 lira.

        Cebimde ki 10 lirayı verdim ve kahveden çıktık arkadaşlarla, herkes çok mutlu şakalar gülüşmeler hat safhada, bense kara kara  düşünüyorum “ayıp bana beee zavallı adamın cebindeki son parayıda aldım ve 1 saat içinde bi kahveye bıraktım çıktım, babamın yarın ekmek alacak parası bile yok artık” işte vicdan bu arkadaşlar. Biraz yürüdükten sonra arkadaşlara dedim ki “ arkadaşlar bundan sonra beni kahveye falan çağırmayın” evet bu sözüm üzerine ne oldu biliyormusunuz… hepsi bana küstü iyi mi? İşin aslına bakarsak çokta umurumda olmadı param yok diye yüzüme bakmayacaksa arkadaşlarım öyle arkadaşlık olmaz olsun. Sonra kaç gün uyuyamadım ailemin rızkını götürdüm kahveye yatırdım diye sonra aslıma geri döndüm ve kahve hayatını bitirdim…Kusura bakmayın başınızı da şişirdim ama işte gelmek istediğim nokta buydu arkadaşlar. Çocuğa vicdanı aşılarsan, yolunu kaybetse bile o vicdan bigün onu yine doğru yola sokacaktır…



YARIN DEVAM EDELİM DOSTLARIM

26 Şubat 2012 Pazar


AŞK MI?    MANTIK MI?



         Küçüklükten beri hep televizyonlarda falan duyarız değil mi? Aşk evliliği, Mantık evliliği, Evlilik aşkı öldürür mü? Yoksa koca cinnet gecirip karısını mı öldürürJ falan filan……

          Sokakta iki kişiden birine sorsanız görücü usulü mü? yoksa severek mi? Evlendiniz diye… Zamane gençlerinin çoğu severek evlendik der… Severek evlendik diyen çiftlere  sorsak mutlu musunuz? Diye yüzde doksanı ne der biliyor musunuz? Kocaman bi EVEEEEET….ama inanın bu evet diye bağıranların yüzde sekseni beklide boşanma aşamasındadır. Günümüzde boşanmalar o kadar çok oluyor ki kimse bunlara akıl sır erdiremiyor değil mi? Peki size soruyorum suç kimde?

           Küçücük kalbi bir deli oğlanı sevdi diye kızda mı? Yoksa pamuk prensese gönlünü kaptıran şövalyede mi?

DEVAMI YARIN